Galatasaray maçı öncesindeki psikolojileri, ruh hallerini hatırlayalım…
Belki uzun zamandır ilk kez Bursaspor taraftarı Galatasaray maçından önce "bu maç nasıl olur?" diye sormadı. Soranlar da nasıl olursa olsun psikolojisi içindeydi…
Heyecan kaybı
Bu durum yalnızca Twente darbesi yemiş bir takıma olan güven eksikliği ile açıklanamaz. Bu öyle bir şey ki ancak bir Twente zaferi ile telafi edilebilecek bir tempo kaybıdır.
Bursaspor taraftarı yaklaşık iki yıldır bir heyecan kaybı ve erozyonu yaşamaktadır.
Şampiyonlukla zirve yapan taraftar coşkusu henüz şampiyonluğun silüeti İstanbul semalarında seyrü seferdeyken "süper kupa" hezimetiyle Boğaz sularına indi ve çıktı. Bu iniş çıkışlar Şampiyonlar Ligi’nde büyük bir dalga kazanarak süper lige taşındı. Bir hafta dört atan takım ertesi hafta dört gol yedi. Üç gün önce üç gol atan takım üç gün sonra üç gol yedi. Şampiyonluğun getirdiği psikolojik güvenin süresi hiçbir şampiyon takımda üç güne inecek kadar hızlı bir erozyona uğramamıştır.
Bu maç nasıl biter, sonuç ne olur?
Uzun bir süredir yerel basını ve medyayı izliyorum. Hiç kimse Bursaspor’un herhangi bir maçı öncesinde şampiyon olmuş bir takımın medya ve taraftarına özgü bir güven duygusu içinde olmadılar.
Olamadılar çünkü şampiyonlar liginden beri Bursaspor’un üç gün öncesi üç gün sonrası için bir güven veremedi.
Taraftardaki heyecan ve motivasyon kaybının bu psikolojik arka planını göz ardı etmeden boş tribünlerin hâl-i pür melâlini anlamak mümkün değildir. İşin parasal yönü sonuçtur. Parayı harcatacak, bulduracak ve yoktan var edecek olan heyecandır, aşktır.
Lütfen birileri bu heyecanı tribünlere geri versin.
Sorumlulardan beklenen ise savunma yerine özeleştiri yapmalarıdır.
Prof. Dr. İsmail Doğan
Ankara, 18 Eylül 2012