Bursaspor ve Le Guen konusu sezon başındaki övgülerden nefret söylemlerine kadar ilerledi. Bursaspor'un 5-0 ile sonuçlanan Galatasaray deplasmanı sonrası Fransız Hoca için tüm krediler tükenmiş gibi. Peki sezon başı ve sezon ortası arasındaki farkı oluşturan teknik etken ne?
Bursaspor'un 3lü savunmadan oluşan oyun düzeni sezon başında rakiplerin henüz yeterli seviyeye ulaşamaması sebebiyle hücumda fazla adamla çoğalan göze hoş gelen bir Bursaspor izleme fırsatı sunuyordu fakat sezon ilerlemeye başladığında Bursaspor'un 3-5-2 düzeni bir anda kenar oyuncularının da 1.Bölgeye mecburi yardımları sebebiyle 5li bir savunma hattına dönüştü. Haftalar ilerledikçe ligdeki takımların kalitelerinin de artması, oyun ivmelerinin yukarı çıkmasıyla Bursaspor neredeyse tüm takımlara karşı öne doğru çıkamayan yarı sahasında 5li bir geri hatla 1. ve 2. bölgede savunma yapan takıma dönüşüverdi. Bu süreç göze hoş gelen futboldan bir anda sürekli savunma yapan Bursaspor'u ortaya çıkardı.
FUTBOLCULAR NEDEN İSTEKSİZ?
Bursasporlu futbolcular her maça öncelikli savunma planlarıyla çıkılmasından dolayı sıkılmış durumda. Futbolcular her maç toplantısında ya da her haftaiçi hazırlığında sadece rakibe düşünülmüş önlemleri dinlemekten hoşnut olmazlar. Oyunculara bir galibiyet planı da hazırlamak ve buna inandırmak zorundasınız. Futbolcular belli bir hedef doğrultusunda savunma öncelikli oyun stratejisini kabullenebilir fakat sonuç alınamayan savunma ağırlıklı planlamalar bir süre sonra Bursasporlu futbolcuların yaşadığı isteksizliğe sebep olabilir. Şuanda yaşanan tam olarak bu.
Le Guen'in sezon başından beri hücum planlaması konusunda da ortaya ekstra bir şeyler koymadığı çok açık. Bilgi çağında yaşadığımız dönemde Napoli teknik direktörü eski bankacı Maurizio Sarri'nin sadece duran toplar için bile 33 ayrı organizasyonu olduğunu, böyle detaylara kafa yorduğunu biliyorken 1 standart hücum stratejisi bile olmayan ya da uygulanamayan bir teknik direktörün milyon liralar kazanması oldukça adaletsiz.
Le Guen ve oyuncular arasındaki maç stratejileri konusundaki kopukluğun geçen sezon yaşanan sürece benzemeye başlaması sebebiyle istikrar ve sabır konusuna önem veren biri olmama rağmen iletişim kabiliyeti yüksek, oyuncuların isteksizliğini yok edip yeniden oyuna konsantrasyonlarını sağlayacak yeni bir teknik adama ihtiyaç olduğunu söylemem gerekiyor.
YABANCI FUTBOLCULAR
Türkiye'de kulüpler bu tip süreçlere girdiğinde takımdaki yerli oyuncular sorumluluk alır ve süreç olumluya çevrilebilir bizim temel sorunlarımızdan biri kadrodaki kaliteli yerli oyuncu yetersizliğimiz.
Biz İstanbul'daki 100 senelik takımlar gibi otoriter yönetimsel bir kültüre sahip değiliz kulüp organizasyonu anlamında. Bir futbol takımı içerisinde 14-15 Yabancıyı harmanlayacak durumda değiliz. Ne böyle bir yapımız ne de çeşitliliği kaldıracak teknik ekip yapımız var. Bunu yapamayınca umursamaz bir grup oluşuyor ve otoriter bir blok karşısında olmayınca da bu umursamaz grup maaşına ve gelecek sezon nerede olacağına odaklanıyor.
Kulüp yapıları içerisinde otoriter yapı bu nedenle çok önemli. Sorumluluk bilincini artırır. Olaylar gelip geçmez. İrdelenir ve düzeltilmesi için oyuncular kendi içlerinde çözüm mekanizması oluşturur ve bu süreç olumlu geri dönütlerle sonuçlanır.Biz böyle bir yapıya sahip değiliz ve bu nedenle yabancı oyuncu yönetimini beceremiyorsak daha fazla kaliteli yerli oyuncuyu nasıl takıma dahil edebiliriz bunun planlamasını yapmalıyız.
SÜREÇ
P. Kropotkin, ''Mutual Aid: A Factor of Evolution'' adlı kitabında Sibirya gibi zor şartlarda evrim gereği güçlü olanın değil birbiriyle yardımlaşan türlerin hayatta kalacağını savunur.
Bizim Bursaspor camiasına bunu anlatmak lazım.Bizim Sibiryamız burası.Ligde bu maddi düzende ve ulusal medya ortamında camia birlik olmadıkça geleceğe çıkamayız.
Adamcılığı bırakmadan geleceğe çıkamayız. Seçim gelecek ve adamcılığın kralı yapılacak yine bu camiada. Hayır. Yapmamalısınız. En sevmediğiniz adam çok çalışkansa çok faydalıysa sevmemenize rağmen Bursaspor için onu kollayacaksınız. Bu kulübün eş dost tanıdığa değil çalışkan ve donanımlı insanlara ihtiyacı var. Sırf abiniz kardeşiniz 30 senedir tanıdığınız diye Bursaspor'a donanımsız insanları layık görürseniz o Bursaspor'un yaşadığı ve yaşattıklarına da katlanacaksınız. Bursaspor tüm menfaatlerin üzerinde olmadıkça, Bursaspor insanların hesaplaşması için araç oldukça geleceğe çıkamayız.
Bursaspor hasta. Bu hastalık böyle birkaç sene daha idare eder. Daha fazla da dayanmaz. Birkaç sene sonra borçtan, sportif başarısızlıktan vb konulardan Bursaspor diye bir şey kalmaz ortada. Kavgamız Bursaspor olmazsa kişisel kavga için araç olursa Bursaspor o zaman geleceğe çıkamayacağız.