Kulübe dair altyapı oyuncularının aidiyet sorunlarında temel hata kulüptedir. Kulüp bünyesinde bunu gözlemleyip oyuncularla çok görüştüm. Altyapıda yer alan oyuncular için en izlenebilir yol her zaman kendilerinden önceki jenerasyona uygulanan muameledir. Bu çok belirleyicidir. Görüştüğüm oyuncuların her seferinde x oyuncuya yapılana bakın hocam y oyuncuya yapılana bakın hocam sitemleriyle karşılaştım.
Altyapı oyuncularının %70den fazlası Bursaspor kadrosu içerisinde kendilerine şans verilmeyeceğine inanıyordu. Bu inanç 19-20 yaş sınırında oyuncuların bir alt lige yönelmesine sebep oluyor. Peki kulüp neden suçlu onları da hemen doğaçlama sayayım.
1- Kulüp altyapı oyuncularına saygı duymuyor, göstermiyor. Biz yetiştirdik ne istersek onu yapacaklar mantığını her yerde gördüm.
2- A Takıma yükseltilen altyapı oyuncusunun ilk seneden sonra maaşında yapılan düzenleme 11 oynasa bile gerçekten çok çok komik rakamlardır.
3- Kulüpte son zamanlarda yönetici profilinin kalitesindeki düşüş ( Hepsi için geçerli asla değil) oyunculara kullanılan üsluba da yansıyor.
4- Kulüp planlaması kötü. A Takımın geniş kadrosunda yer alan genç oyuncuların genel fikri şu ''Antrenmanda sayıyı doldurmak için oradayız.''
5- Kulüp gelen her antrenöre altyapıyı değerlendirmesi konusunda belli şartlar sunmadıkça oyuncular kaçmaya devam edecektir.
6- Kulübün altyapı sistemi verimsizdir. Denetim kötüdür. Kulüpte altyapıda işe alım ve çıkarımda yöneticilerin rolü kesilmelidir. Neden?
7- Denetimin en kötü olduğu yer olan altyapıda programlamayı yöneticiye bırakmak yöneticiye de kötülük kulübe de büyük kötülük.
Seneye satacağız diye şimdiden ilan ettiğiniz Yeşil Bursa'ya U21'in parlayan çocuklarını göndermek onlara nasıl bir mesaj verir sizce?
Bu yönetimdeki temel sorun şu: Başkan yönetmiyor. Başkan yönetiliyor. Ali Ay bu şekilde devam ederse kaybettiğini ancak gideceği son gün anlar. Şunu da açık açık söylemek isterim. Passolig başvurusu, Altyapıdaki çocukları oynatacağız söylemleri bunlar tamamen iyi bir algı planı.
Emirhan Aydoğan gibi bir çocuk böyle bir sezonda bu takımda yer bulamıyorsa ardındaki Sedat Dursun'a falan kimse takım aidiyetinden bahsedemez. Kulübün güzel işler yaparak gelmiş neslini dışarıdan 1-2 sezonluğuna gelen hocanın insiyatifine bırakanlar Bursaspor'a kötülük yapıyor. Sen kulüp olarak 10 yıl yetiştir. Tam A Takım yapılanmasına sokacağın dönemde ne zaman gideceği belli olmayan hocalarla bütün emeği hiç et.
Hamza Hamzaoğlu mu suçlu? Ancak sahadaki sonuçlar için suçlarsın. Bütün bu yapılanmaya izin veren her kimse kim sesini çıkarmıyorsa o suçlu.
Altyapıya dair bir konuda ''Oyuncu yetersiz.'' ''Zayıf kalıyor.'' Söylemleri. Durumu tespitte herkes harika ama çözümde kimse yok. İsim vermeden örnek vereceğim bakın olayın saçmalığına. Ortasahada milli oyuncu. Yetenekli. Her seferinde kampa gidip geri dönüyor. Zayıfmış. Zayıflıktan kasıt fiziki zayıflık. Her seferinde bu ortaya atılıyor. Peki çözüm? Çözüm yok.
Vakıfköy'de makarna, yoğut, çorbayla oyuncunun gelişimini istiyorlar. Oyuncunun fiziksel gelişimi eksikse sadece A Takımda geçirecek sezonu. Sonra bu zayıf adamları G.Antep falan kapıyor. 2 senede kas grupları gelişiyor. Kilo alıyorlar. Karşımıza çıkıp oynuyorlar. Herkes de küfrediyor. A Takıma her menüde kırmızı et ayrı, beyaz et ayrı zengin içerik çıkarken altyapıdaki adama makarna yedirerek haftada 3 kez geliştiremezsin. Kulüp davranışsal anlamda, beslenme anlamında, ekonomik anlamda bu kadar eksikken bu kadar oyuncu nasıl çıkıyor Bursa'dan o zaman?
1- Kulüp altyapısının popüleritesinden dolayı çekim merkezi olması.
2- Şehirdeki genetik çeşitlilik (Arnavut, Laz, Bulgar, Gürcü vs vs)
Tüm bunlar Bursaspor Altyapısında yer alan çocukların kendilerine değer verilmediğini hissetmelerine neden oluyor. Aidiyet nasıl olacak?
Oyuncu eleştirmek kolay. Teknik yapısı yüksek oyuncular yetiştirip 3.ligde fizik mücadeleye dayalı oyunun içine kirala sonra gelişmedi de! Bursaspor'da Altyapı güzel süslenen, ara sıra algı için sarılınan, sorunları görülmeyecek bir yere süpürülen yerdir. Oyuncular da yalnızdır!
Bursaspor altyapısında her gün aşağı yukarı 15 saatim geçti minimum. 3 vardiya değişen güvenlikçiler bilir. Diğer altyapıları da inceledim. Sonuç?
Sonucu söyleyeyim: Size anlatılanların yarısı yalandır. Bu ülkede altyapılar olursa olur olmazsa ne yapalım kafasıyla yönetilir. Anlattıklarım anlatabileceklerimin çeyreği bile etmez. İşin yetiştiricilik yönü, planlaması, sonuç odaklılık, torpiller vs vs bitmez.
Osman Aktaş
Not: Site yazarlarımızdan Osman Aktaş'ın bu konu ile ilgili görüşleri sosyal medya paylaşımlarından derlenmiştir.