Allah rahmet eylesin…Büyük bir futbolcuydu, benim çocukluk idolümdü, mahallede lakabım da Mesut’du...
Hep 7 numaralı formayı giyerdi…
Zannediyorum 1 maç hariç...
Milli takım kampından gelmiş ve kime karşı oynadığımızı hatırlamadığım maçta ikinci yarı oyuna girdiği için 11 numaralı formayı giymiş ve iyi bir performans da gösterememişti...
Güneşli ve sıcak havalarda Onun kapalı tribünün gölgesinin sahaya vurduğu alan içerisinde oynamak gibi bir lüksü vardı. Mesut’u yakından seyredeceğim diye tribünler arası hareket olurdu devre aralarında...
Mesela ilk devre Teksas’ın Kapalı Tribünle buluştuğu yerde oturuyorsanız devre arası karşı tarafa geçip Mesut’u daha yakından izlemek isterdiniz...Yada stad doluysa ilk yarı Mesut’u önünüzde izlediğinizde ikinci yarı stadı çok terkeden olurdu...
Ben de terketmiştim...
Bir İki Sağ Sol Mesut Ersel GOLL...
Böyle bağırırdık Kaleci Osman, Ahmet Tuna, Sina, Orhan, Necati, Sacit, Müfit, İsmail, Vahit, Haluk, Ersel'li efsane takımın çok önemli bir parçasıydı..
İyi Hatırlıyorum Fenerbahçe’li Ogün’ün Yılmaz’a yardıma gel buraya diye nasıl bağırdığını, Samsunspor’lu Temel’i bir çalımla nasıl sakatladığını, 4-2 yada 5-2 lik efsanevi Göztepe maçında yaptığı şovu ve o maçta korner bayrağı önünde attığı çalımları...
Mesut’tan çalım yediniz mi çimenler elinizde kalırdı.. Madeni parayı yana atar topuğunla aşırtıp gömlek cebine sokardı...
Berberinde izledim 002 Hızlı futbolcu filmi vardı Heykel’deki Dilek Sinemasında...
Ailece biz de sinemadaydık Cuma yada cumartesi akşamı..Bursaspor’lu futbolcular alt kat localarda, biz de locaların biraz önündeydik...Film’de bir sahnede maç içerisinde YAVRU adlı başrol oyuncusu topu kendi kalecisinden aldıktan sonra kafası üzerinde hiç zıplatmadan tüm saha boyunca koşarak götürüp rakip kalenin içerisine sokuyor...
Ertesi gün zannediyorum Samsunspor maçı vardı Atatürk Stadında..Takımlar sahaya çıktı ..Maç öncesi Mesut yeni kale tarafındaki kaleye gidip topu kafasına koydu ve hiç zıplatmadan koşarak teksas önündeki kalenin içerisine bıraktığında tribünler yıkılıyordu..
Bazen karşısındaki defans oyuncusunu yerden yere vurmak için oyun içinde topun üzerine basar kramponlarının bağcıklarını bağlardı.. Beşiktaş’lı Yusuf mu büyük Mesut mu büyük tartışmaları olmuştu ve sonunda para ve sunulan muhtelif imkanlarla rahmetli Beşiktaş’a transfer oldu. Onu seyretmek büyük bir ayrıcalıktı...
Daha sonra yıllar boyunca hepimizin malumu Bursaspor bir şekilde hep Mesut Şen’i kendi bünyesi içerisinde tutup vefa örneği gösterdi, onore etti ve yararlandı.. Her şeyin bir sonu oluyor.. Mesut Şen de yaşamını noktaladı...
Allah taksiratını affetsin..