Transfer sancısı

Bursaspor’da işler karışık. Sezon sonu Hamza Hamzaoğlu ile bir şekilde getirildi.

Devam eden süreçte bir değişim bekliyordu herkes, hoca tercihi ve kadro konusunda. Hoca konusunda beklenilen değişim gerçekleşmedi. Ali Ay önemli bir kumar oynadı bu kararı alırken. Yüzümüzü şehre döneceğiz mottosunun belki de ilk firesi oldu bu tercih. Nitekim bu tercihi ileride kendisini ve takımı zorda bırakabilir. Kadro yapılanmasına gelecek olursak yine hoca tercihinden kaynaklı olduğunu düşündüğümüz çok da hoşumuza gitmeyen bir süreci yaşıyoruz. Bu nokta da Serdar Aziz ve Tom De Sutter’in satılması neredeyse uçan kuşa kulp bulunan sosyal medyada bile olumsuz karşılanmadı desek yeridir. Nitekim Bursaspor – Serdar Aziz ilişkisi yıpranmış bir aşk hikâyesiydi.

Giden birçok oyuncuda olduğu gibi Serdar’da ayağının tozuyla Bursa’daki izlerini silecek konuşmaları yaptı zaten. Hatırlayın Recep Bölükbaşı’na adeta siper olacak açıklamalar da geçen sene Ozan ve Volkan’dan gelmişti. Aslında bu konuda futbolcuların Bursalı olsun yada olmasın değerler konusundan bir haber olduğunun ne ilk ne de son örneğiydi. Bakınız bu t-shirt’leri (hesap görüldü) niye giydik bilmiyorum diyen Egemen Korkmaz.

Defalarca yüzümüze vurulan futbolcunun asıl kaygısının para olduğu gerçeğiyle hepimizin yüzleşmesi gerek artık. Artık herkes ederi kadar olmalı. Tabi ki bu alt yapıya sahip çıkılması gerçeğini değiştirmemeli, alt yapıda değerler eğitimi konusunda çalışmalardan vazgeçilmemeli ancak bir şekilde üreten ve satan bir kulüp olmalı Bursaspor, aksi takdirde süreç tüm taraflar için daha sancılı geçecek. Şu bir gerçek ki Bursaspor’un giderleri mevcut gelirlerinin çok üzerinde.

Kulübün oyunculara ödediği maaş skalası olması gerekenin 2 katına yakın durumda. Yani Sutter, Dzudzsak gibi maliyetli isimler ile katkı maliyet karşılaştırmasında sınıfta kalan Traore, Jorquera, Mert Günok, Bekir gibi isimlerin elden çıkarılmak istenmesi o derece doğru. Peki yanlış olan ne?

Bursaspor’un süreç içerisinde yaptığı transferlerin en önemli noktası, gelecekte hiçbirinden para kazanamayacak olmamız. Maliyeti düşürürken kalite artamaz mı? Yahut küçülürken büyüyemez miyiz? Bunun cevapları yönetime göre hayır olacak ki Merter, İsmail, Sane gibi isimleri kadromuza kattık. Yanlış anlaşılmasın Ali Ay yönetimi halen en büyük şansımız, belki de son kalemiz. Ali Ay başarısız olursa hepimiz başarısız olacağız, dileriz ki bu sancılı süreç bir geçiş aşaması olup mali dengelerin düzelmesi sonrası herşey yoluna girer. Mevcut transferler içerisinde resmi imzalar atılmamakla birlikte en isabetli transfer Del Valle. Onun dışında sevindiğimiz yada alınmasaydı hayıflanacağımız tek bir isim bile yok.

Niceliğin değil niteliğin önemli olduğu futbolda kadro şişkinliği dışında işe yaramayan birçok futbolcuya sahibiz ne yazık ki. Halen bas bas bağıran stoper, sağ bek, 8 numara, kanat ve hatta güçlü bir forvete olan ihtiyacımız ise gün gibi ortada. Umuyorum ki son birkaç hamlemizi nokta transferler olarak gerçekleştiririz. Aksi takdirde rüzgar Bursa’da tersten eseceğe benzer.