Barış Yalım'ın bugünkü köşe yazısı.
Sayın Başkan Ali Ay'a ulaşamadığımızdan dolayı bazı soruları sormak, teşekkürlerimi belirtmek isterim. Tek yol da şu an için köşe yazmak...
Sorularımdan birkaçı şöyle;
MHK'ye gittiniz mi? Nasıl sonuç aldınız? Futbolcuların alacakları? TL dönüşümünde sıkıntı var mı? Takımı nasıl buluyorsunuz? Timsah Arena isim hakkı ne oldu? Otopark satıldı, kalıcı gelirler ne oldu? Proje var mı? Devre arasında takviye düşünüyor musunuz? Scout ekibi iyi mi, keyifleri yerinde mi? Finansal sıkıntılar devam ediyor mu? vs vs vs
Bunlara benzer sorular sormak çok istiyorum ama sayın başkana ulaşmak şu an mümkün değil. Telefonunu değiştiren Başkan Ali Ay'a, bundan sonra, önce Suat abiye sorarak (Suat Paçacı) sonra da kendisinin onayı olması halinde ulaşacağımızı öğrendik. Şimdilik vize alamadık her halde!
Her neyse. Biz gördüklerimiz üstünden gidelim.
1,5 sene önce sayın Başkan Ali Ay'a, tesislerdeki Bursaspor logosunun içler acısı halini göstermiş, kulübe hiç yakışmayacak bir durumda olduğunu söylemiştim. Ali Ay da durumu yeni fark ettiğini ve hemen değiştirilmesi konusunda talimat verdiğini söylemişti.
Aradan aylar geçmesine rağmen herhangi bir hamle yapılmamış ve 24 Ekim 2017'de bu köşe yazısını yazmıştım...
Bunun da üstünden 1 yıl geçti ve sonunda Bursaspor'a yakışacak bir logo çalışması gerçekleştiriliyor. Bugün yarın biter.
Yani anlayacağınız Bursaspor'da işler bu kadar hızlı ilerliyor! Küçük bir ayrıntı olarak gözükse de Bursaspor'daki işlerin ne kadar ciddiyetle ve programla ilerlediğinin bir kanıtıdır.
Sonuçta o logo Bursaspor'un namusudur. Yeşil olmuş turuncu, beyaz olmuş gri öylece orada duruyor. Neyse ki sonunda değişiyor. Her şeyin değiştiği gibi...
Zannediyorum çıkarılan arkadaşlarımızın maaşları engelliyordu bu logonun yapımına! Biraz ironik gelebilir ama herhangi bir soru yöneltemediğim için aklıma gelen ilk şeyleri yazmak zorundayım.
Kaynağımız: 'Herhalde' kelimesi...
Asgari maaş alan adamlar işten çıkartılıyor, trilyonlarla oynayan adamlar gülüp eğleniyor, kimseden çıt çıkmıyor!
İnsanlar artık gördüklerini yazamıyor, duyduklarını dillendiremiyor, hele hele iş eleştiriye gelince kimsenin ağzını bıçak açmıyor.
Peki neden? Ah o menfaat yok mu o menfaat! Sadece basın görünümlü şahsiyetler için demiyorum. Dünya artık menfaate dayalı dönüyor.
Spor camiasından örnek verecek olursak; birisinin futbolcudan çıkarı vardır, adam kötü oynasa bile, 'kral der', birinin teknik adamdan çıkarı vardır, kötü oynatsa bile 'Süper der', birisinin başkandan çıkarı vardır, kötü yönetse bile, 'Büyüksün der'. Ya da o konulara hiç girmez.
Yazının sonunda da Barış Manço'nun şu şarkı sözlerini yazayım, anlayan anlar, anlamayan bizden değildir: "Barış der her bir yanın altın gümüş taş olsa, Dalkavuklar etrafında el pençe divan dursa, Sapa kulba kapağa itibar etme dostum, İçi boş tencerenin bu sofrada yeri yok, Para pula ihtişama aldanıp kanma dostum, İçi boş insanların bu dünyada yeri yok."
Barış Yalım Kaynak: EnBursa.com - http://www.enbursa.com/yazarlar/baris-yalim-16/ey-dalkavuklar-birakin-bursaspor-un-pesini-8704.html