Cevdet Altınel’in bugünkü köşe yazısı.
Haber Giriş Tarihi:
Haber Güncellenme Tarihi:
https://www.bursasporum.com
Bursaspor 2.Başkanı Ali Ademoğlu, şehrin iş, siyaset ve spor dünyasının nabzını en iyi tutan isimlerden birisi. Bursa’daki havayı iyi koklar. Kendisi ile geçtiğimiz günlerde SPOR LIFE için çok keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Yeşil beyazlılar adına düşüncelerini bize dobra dobra anlattı. En dikkat çekici açıklamalarından biri de Teknik Direktör Hamza Hamzaoğlu ile ilgili şu sözleriydi
: “Hocamızla uzun soluklu çalışmayı düşünüyoruz. O bize, biz de ona bir şansız. Bizim heyecanımızı paylaşıyor. Türkiye’nin geleceği kendisi. Bursaspor’la iyi yerlere geleceğine inanıyor.” Camia ve takımla Hamzaoğlu’nu daha da kaynaştıracak bu sözler sıcaklığını korurken, Hamza Hamzaoğlu’nun, bana göre hiç de gereği yokken Uludağ Üniversitesi’nde katıldığı söyleşide sarf ettiği sözler biraz can sıkıcıydı.
“Ne yapacağız? Geçmişi kapatıp, yaşanmamış olarak mı göreceğiz? Bunu söylemekten çekinmiyorum. Ben Galatasaray’da şampiyonluk yaşadım ve Galatasaraylıyım. Ölünceye kadar da Galatasaraylı kalacağım. Ama bu demek değil ki Bursasporlu değilim. Ben Bursaspor’u da çok seviyorum. İnşallah hislerim beni yanıltmıyorsa güzel şeyler yaşayacağız.” dedi Hamzaoğlu. Her görüşe sonsuz saygım var. Tabii ki Hamza hoca, şampiyonluk yaşadığı, uzun yıllar formasını giydiği takımı sevecek/sevmeli de. Nasıl Sedat Özden, Okan Yılmaz, Turan Şen denince Bursaspor akla geliyorsa, Hamza Hamzaoğlu denince de akla gelen ilk takım Galatasaray oluyor. Burada en ufak bir sıkıntı yok. Ama bunu yüksek sesle dilendirmenin kime ne faydası var? Ha, kime ne zararı var da diyebilirsiniz. Bursaspor camiası Hamza hocayı bağrına basıp kucaklamışken, gelecekte kendisi ile birlikte şampiyonluk hayalleri kurarken... Hamza hocanın kişiliğine, duruşuna yaptığı işin hakkını vermesine en ufak bir sözüm yok. Bursasporda başarılı olacağına da yürekten inanıyorum. Önünde yeni beyaz bir sayfa var, bu sayfa ile birlikte yeniden tarih yazmak varken, eski defterleri açmanın ne gereği vardı diyorum sadece.