‘Kendimi buraya ait hissetmiyorum’diyerek kaçarcasına ayrılmış birisinin günün birinde yeniden Bursaspor’a dönme itirafı abesle iştigalden başka bir şey değil.
Kıtalararası seyahat etmiş olsa ‘jet lagtan’diyeceğim ama, alt tarafı 7 saatlik yol;Konya’nın sıcağından Reykjavik’in soğuğuna geçince üşümüş olmaLIsın, yoksa duygular bu kadar çabuk değişim göstermez.
Adam gibi, delikanlı gibi gitmesini bilemedin Bursa’dan Volkan Şen, üstelik yolda bile yan yana yürüdüğün Ozan Tufan’ı da kuyruğuna takıp, çifte kazık attın, unuttuk mu sandın!..
Benim yaşım 65; bu kulübün değerleriyle, taraftarını bir kalemde çizen kim varsa;Bursa’ya başka formayla ayak bastığında gereği gibi karşılandı(!) mutlaka bilmiyorsundur, ‘aklında kalsın’ diye söylüyorum.
Şimdi bana isim yazdırma da birisi rahmetli olmuş, diğeri hâlâ aramızda yaşayan iki efsaneye saygısızlık etmiş olmayayım….
Düştüğün çukurdan Bursaspor çıkardı seni; elinden tutmasa bugün Volkan Şenisminde bir oyuncu olmayacaktı yeşil sahalarda.
Karadeniz akşamlarından birinde sevgili eşine tribünlerden küfredilince dayanamayıp gözyaşlarına boğulmuştun, bu hakareti protesto edip sahayı terk ederken, sanki Bursasporlular da seninle birlikte soyunma odasına yürümüştü o anda, haberin var mı?
Ya Erkan Körüstan Başkan, sana yaptığı iyiliği baban bile yapmazdı…
Taraftardan gelecek tepkilere göğüs gererek yuvana döndürdü seni; ‘bir daha gitmeyip, hep burada kalasın’ diye…
Şenol Güneş hocayla kariyerin adeta zirve yaptı; oynuyor, oynatıyor, gol atıyordun, senden nefret edenin bile hayranlığını kazanmıştın, Bursaspor’a hakkını nasıl ödeyebilirsin ki?..
Şampiyonluk sezonunun bile üzerine çıkmıştı performansın, futbolu burada bırakmalı, bundan böyle burada yaşamalı, kısacası bizden birisi olmalıydın…
Kongrede ibra edilmeyen eski başkanın; seninle arkadaşlarına yaşattıklarına itirazım yok…
Aylarca paralarınız ödenmedi, verilen sözler yerine getirilmedi; evet aile geçindiriyordun doğrudur da bu şehrin de sana kattığı değerler vardı Volkan.
Küllerinden yeniden doğmuştun ikinci Bursa serüveninde, istesen pekâlâ biraz daha tolerans gösterip, yeni yönetimle hak hukuk savaşını verebilirdin, umurunda bile olmadı…
Ne demek ‘Kendimi buraya ait hissetmiyorum’ Volkan; seni Arabayatağı’nda keşfedip Bursaspor’a kazandıran sevgili Adnan Örnek’in de mi hatırı yoktu hiç?
Doğup, kendini bulduğun yuvana nasıl böyle nankör davranabilirsin; bu lafın ok gibi saplandı Bursasporlular’ın yüreğine, ölünce bile zor unutulur…
Kazandırarak gittin eyvallah da manevi, etik, ahlâki ne kadar bağ varsa bu şehirle ‘seni sen yapan’ kulübünün arasında, hepsini kesip kopardın; bırak Fener’i, istersen Real Madrid’e git; dönüp bakmazlar artık…
Arjantinli Pablo Martin Batalla’yı taraftarla, şehir niye bu kadar çok seviyor sanıyorsunuz ‘delikanlı kere delikanlı çıktı’ adam. Veda ederken ‘Benim yönetimle, taraftarıma değil; yanlış yerde oynatan hocama tepkim var. Şimdilik kısa bir ara. Sonunda dönüp dolaşacağım yer yine Bursaspor’ demişti basın toplantısı düzenlediği otelde; döndüğünde yer, gök inledi Bursa’da; sizlerle aynı kefeye koyup tartınca ‘tangocu’ yeni stadın önüne heykeli dikilecek kadar büyük; hem oyuncu, hem de insan olarak…
Bir restin daha dolaşıp duruyor beynimin kıvrımlarında ‘kalırsam takımı da bozarım’ postası senin haddine değil, iyi ki kalmamışsın…
Ozan’ın babası da inşallah artık maden ocağında çalışmıyordur(!), ahde vefayı ayaklar altına alma pahasına onun da kanına girdin, kazandıklarınızı güle güle iyi günlerde harcayın!..
Bursa senin memleketin, annen, baban, yakınların burada; elbette döneceksin ama evine; ama Bursaspor kapısı sonuna kadar kapalı sana; gelmeye filan da kalkma, zaten taraftar istemez artık…
Kendi payıma ben; muhtemelen taraftar da seni Bursaspor’a ait hissetmiyordur, her şeyin bir zamanı var sevgili kardeşim; Allah yolunuzu açık etsin!..
Kaynak: Yenidonem / Engin Aksöz